Dur Yolcu! -Çanakkale Zaferi 103.Yıl Şerefine-



HEY ONBEŞLİ ONBEŞLİ

Bu türküyü hatırladınız mı bilmiyorum.'Onbeşli' türküsünün içimizi burkan hikayesini tam olarak biliyor muyuz onu da bilmiyorum. Bu vesileyle ortaokul sıralarında İnkılap öğretmenimizin bize anlattığı bu hikayeyi sizlere yazmak nasip oldu. Önce sözleri hatırlayalım öyleyse:
"Hey onbeşli onbeşli
Tokat yolları taşlı
Onbeşliler gidiyor
Kızların gözü yaşlı
Aslan yârim kız senin adın Hediye
Ben dolandım sen de dolan gel beriye
Fistan aldım endazesi onyediye" 
Çanakkale Cephesi, binlerce Mehmetçiğin Hak ile buluştuğu, gidenin geri gelmediği bir yerdi. Bu cephenin bitirdiği insanlar haddi de hesabı da aşmıştı. İngiliz generali Oglander; "Gelibolu'daki kanlı savaşlar, Türk ordusunun çiçeğini bitirmiştir." diyordu. Gerçekten de İngilizler şehit olan askerlerimizi "Bir çiçeğin tomurcuğu" ve "Vakti gelmeden solan gül goncası" şeklinde anıyorlardı. Koskoca eğitimli bir nesli yutmuştu bu savaş. Savaş devam ederken de çocukluklarını daha yaşayamamış genç askerlere geliyordu. 
Durum o kadar kritikti ki; cephede oluşan boşluğu doldurmak için civar cephelerden yeteri kadar asker getirilemediğinden gönüllü olup olmadığına bakmaksızın yakın çevreden başlayarak 15 yaşın üstündeki eli silah tutan kim varsa Çanakkale'ye sevk ediliyordu. Gerçekten de o günlerde savaş meydanlarında savaşacak askerlere daha çok ihtiyaç vardı. Köylerde ve kasabalarda erkek nüfus kalmamıştı.
Çanakkale Savaşı sırasında, İtilaf Devletleri'nin özellikle de yanlış hatırlamıyorsam 24-25 Nisan 1915'ten itibaren kara çıkartmasına başlamasıyla birlikte cephede ek kuvvetlere ihtiyaç olunca Sultan 5.Mehmet Reşat 27 Mayıs'ta bir emir yayınladı. Böylelikle lise öğrencileri de savaşa dahil edilmiş oldu.
Genellikle 15-19 yaşlarında olan bu çocuklar cepheye girmelerinin anısına Anadolu'da bu türkü söylenmeye başladı. Bu türkü de geçen 15'liler 1315 doğumlu olan gençlerdir.
Nur içinde yatsınlar. Allah mekanlarını cennet eylesin. O gün gençler sıralarını, annelerinin sıcacık kollarını terk etmeseydiler biz bu gün bu topraklarda yaşayamazdık. Ruhları şad olsun. 



Çanakkale'ye Dair 


Cepheye yalnız evladını değil şehidini de gönderen bir annelik duygusudur Çanakkale. Kahramanlığın ve zaferin anlamına kavuştuğu duygunun kendisidir. Bir vatanın özetidir... 
18 Mart 1915, tarihimizde bir zafer olmasından çok yazılmış bir destanın adıdır, tarihidir. Bu tarih tarihimizin en onurlu tarihlerinden biridir. Bu vatan, yaşadığımız bu topraklar Çanakkale'de destan yazan şanlı şehitlerimizin bize hediyesidir.
Tarihimizin omzumuza yüklediği bu sorumluluğun anlayışında olarak, ülkemizi dünyanın gelişmiş ülkelerinden biri haline getirebilmek için ve bizden sonraki nesillere bir vatan bırakmak bizim en temel sorumluluğumuz olmalıdır.
Asım'ın nesli diyordum ya...Nesilmiş gerçek
İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek
Şüheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar
o, rüku olmasa, dünyada eğilmez başlar"

 "DUR YOLCU BİLMEDEN BASIP GEÇTİĞİN BU TOPRAK BİR DEVRİN BATTIĞI YERDİR.."  



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bu Sabah Yağmur Var İstanbul'da

Hoşbeş Durumları #1

Ah İstanbul (Haliç ve Çevresi / Eyüp - Eyüp Sultan #3)