Sen İstanbul'sun (Haliç ve Çevresi - Altınboynuz #2)
Merhaba!
Geçenlerde güzel şehir İstanbul'u gezmek için çıktığımız yazımızda ancak tarihçesine yer verebilmiştik. Ben de düşündüm ki madem öyle bölüm bölüm bitirelim. Öyle aceleye de gelmesin ben de bildiğimi sakin sakin anlatayım. Bu yazımızda da Haliç ve Çevresinden başlayalım istedim.
ALTINBOYNUZ'DAN HALİÇ'E DOĞRU
Haliç'in Osmanlı'dan kalma ismidir Altınboynuz. O zamanlar şekli aynı geyik boynuzu gibi olan Altınboynuz'a derler ki Boğaziçi'nin içindeki minyatürdür. Topkapı Sarayı'nın bulunduğu Sarayburnu'ndan başlayan Haliç, İstanbul'u hemen hemen tam ortadan ayırır. O zamanlar bir kıyıdan diğerine geçmenin tek yolu kayıklarmış. Ama bu kayık seferleri insanların hayatını tehlikeye atmaya başladığından bir köprü yapılmasında hemfikir olunmuş. 2.Mahmut böylece ilk köprüyü yani asıl adıyla Hayratiye Köprüsü'nü yaptırmıştır. Şimdiler de ise Haliç'te üç tane köprü bulunur. Unkapanı Köprüsü, Galata Köprüsü ve Haliç Köprüsü. Özellikle Galata Köprüsü bu her dizide her reklamda gördüğümüz üzerinde amatör balıkçıkların balık tuttuğu meşhur köprüdür.
Eskiden Galata civarında altın keselerinin haddi hesabını bilmeyen Venediklilerin ve Cenevizlierin olduğu yermiş Haliç. Osmanlı'da ise bu canım yer kıyılarına yalılar ve köşkler yapılan bir yer olmuş. Çok değil 5-6 yıl önce bu güzel yer kanalizasyon kanalı olarak kullanılıyordu. Kimse burada bırakın dolaşmayı nefes alamıyordu. Ama telaşa hiç gerek yok çünkü temizlendi ve etrafına park ve bahçeler bile yerleştiridi. Eğer kendinizi tarihten fırlamış gibi bir yerde hissediyorsanız, sakince nefes alın ve bir yere oturup seyretmeye başlayın çünkü Haliç'tesiniz.
(Okuduğnuz için teşekkürler devamı gelecektir. )
Geçenlerde güzel şehir İstanbul'u gezmek için çıktığımız yazımızda ancak tarihçesine yer verebilmiştik. Ben de düşündüm ki madem öyle bölüm bölüm bitirelim. Öyle aceleye de gelmesin ben de bildiğimi sakin sakin anlatayım. Bu yazımızda da Haliç ve Çevresinden başlayalım istedim.
ALTINBOYNUZ'DAN HALİÇ'E DOĞRU
Haliç'in Osmanlı'dan kalma ismidir Altınboynuz. O zamanlar şekli aynı geyik boynuzu gibi olan Altınboynuz'a derler ki Boğaziçi'nin içindeki minyatürdür. Topkapı Sarayı'nın bulunduğu Sarayburnu'ndan başlayan Haliç, İstanbul'u hemen hemen tam ortadan ayırır. O zamanlar bir kıyıdan diğerine geçmenin tek yolu kayıklarmış. Ama bu kayık seferleri insanların hayatını tehlikeye atmaya başladığından bir köprü yapılmasında hemfikir olunmuş. 2.Mahmut böylece ilk köprüyü yani asıl adıyla Hayratiye Köprüsü'nü yaptırmıştır. Şimdiler de ise Haliç'te üç tane köprü bulunur. Unkapanı Köprüsü, Galata Köprüsü ve Haliç Köprüsü. Özellikle Galata Köprüsü bu her dizide her reklamda gördüğümüz üzerinde amatör balıkçıkların balık tuttuğu meşhur köprüdür.
Eskiden Galata civarında altın keselerinin haddi hesabını bilmeyen Venediklilerin ve Cenevizlierin olduğu yermiş Haliç. Osmanlı'da ise bu canım yer kıyılarına yalılar ve köşkler yapılan bir yer olmuş. Çok değil 5-6 yıl önce bu güzel yer kanalizasyon kanalı olarak kullanılıyordu. Kimse burada bırakın dolaşmayı nefes alamıyordu. Ama telaşa hiç gerek yok çünkü temizlendi ve etrafına park ve bahçeler bile yerleştiridi. Eğer kendinizi tarihten fırlamış gibi bir yerde hissediyorsanız, sakince nefes alın ve bir yere oturup seyretmeye başlayın çünkü Haliç'tesiniz.
(Okuduğnuz için teşekkürler devamı gelecektir. )

Yorumlar
Yorum Gönder